Elektrikli arabalar son yıllarda yaygınlaşmaya başlasa da aslında ilk elektrikli araba 1800’lü yılların başına kadar uzanır. Benzinli araçlardan çok daha önce geliştirilen bu arabalar, dönemin teknolojik imkanları içinde çevre dostu ulaşımın ilk adımları olmuştur. Peki, ilk elektrikli araba ne zaman yapıldı ve seri üretim elektrikli araç serüveni nasıl başladı? İlkoloji olarak bu haftaki yazımızda ilk elektrikli araba ve gelişim sürecini inceledik.
İlk Elektrikli Araba Ne Zaman Yapıldı?
İlk elektrikli otomobil ile ilgili çalışmalar 19. yüzyılın başlarında, elektrikli araçların yaygınlaştığı dönemlerde başlamıştır. Aslında otomobil tarihinin temelleri, ilk araba çalışmalarına kadar uzanır. Bu dönemde benzinli veya elektrikli fark etmeksizin, pek çok mucit kendi ulaşım sistemini geliştirmeye çalışmıştır. İskoç mucit Robert Anderson, 1830 yılında şarj edilemeyen galvanik hücrelerle çalışan basit bir ilk elektrikli araba denemesi yapmıştır. Bu ilk elektrikli araba pratik kullanıma uygun olmasa da bu konudaki ilk girişim olarak kabul edilir. Dolayısıyla “İlk elektrikli araba kim icat etti?” sorusunun cevabı şu şekilde verilebilir: İlk elektrikli arabayı Robert Anderson icat etti.
1859 yılında, Gaston Plante’nin şarj edilebilir kurşun-asit karışımı aküyü icat etmesiyle birlikte elektrikli araçlar için yeni bir dönem başlamıştır. 1881 yılında Camille Faure’un yaptığı iyileştirmeler sayesinde elektrikli araçların menzili ve güvenilirliği önemli ölçüde artmıştır. Tarihteki ilk elektrikli araba kavramı da bu dönemde şekillenmeye başlamıştır. 1888 yılında Almanya’da, Andreas Flocken tarafından geliştirilen “Flocken Elektrowagen” ise genellikle pratik anlamdaki ilk elektrikli araba olarak anılır.
İlk Elektrikli Arabaların Yaygınlaşması Nasıl Oldu?
Elektrikli arabalar 19. yüzyılın sonlarında özellikle Avrupa’da ve Amerika’da popülerlik kazanmıştır. Bu dönemde elektrikli arabalar büyük şehirlerde ulaşım için kullanılan temiz ve konforlu seçenekler olarak görülmüştür. William Morrison’ın 1890’da ABD’de geliştirdiği 6 kişilik elektrikli araba önemli örneklerinden biridir. Saatte 23 kilometre hıza ulaşabilen bu araç Amerika’daki elektrikli araç üretiminin de önünü açmıştır.
1900’lerin başında Baker Electric, Columbia, Detroit Electric gibi markalar şehir içi kullanıcılar için sessiz, titreşimsiz, kullanımı kolay modeller üretmiştir. Hatta 1912’de New York şehrindeki taksilerin bir kısmı elektrikli araçlardan oluşmuştur. Benzinli aracın çalıştırılabilmesi için bir kol çevirmek gerekmesi ve elektrikli otomobillerin tek bir düğmeyle çalışabiliyor olması nedeniyle elektrikli arabalar şehirli kadın sürücüler ile taksiler arasında popüler hale gelmiştir.
Bu dönemin bir başka önemli detayı ise elektrikli araba modellerinin zengin aileler tarafından bir statü sembolü olarak görülmesi, genellikle onlar tarafından tercih edilmesidir. Sessiz çalışması, titreşimsiz sürüş sunması, bakım gereksinimlerinin düşük olması, bu araçları o yılların lüks ulaşım seçeneklerinden biri haline getirmiştir.
Benzinli Araçlar Neden Elektrikli Arabaların Yerini Aldı?
1910’lardan itibaren benzinli motor teknolojisinin gelişmesi, elektrikli araçların üretimini ve satışını büyük ölçüde azaltmıştır. Henry Ford’un Model T isimli aracıyla birlikte seri üretim maliyetleri düşmüş, benzinli otomobiller daha ucuz hale gelmiştir. Diğer nedenler ise ilk elektrikli araba menzillerinin kısa olması, yetersiz şarj altyapısı ve ağır bataryalar olmuştur. 1930’larda ise elektrikli arabalar piyasadan neredeyse tamamen çekilmiştir.
Aynı dönemde yolların genişlemesi, otoyolların yapılmaya başlanması, insanların daha uzun mesafelere seyahat etmeye başlaması, elektrikli araçların kısa menzilinin önemli bir dezavantaj haline gelmesine neden olmuştur. Ayrıca elektrikli araç bataryalarının ağır olması, şarj altyapısının neredeyse hiç bulunmaması, şarj süresinin uzun olması gibi durumlar kullanıcıların benzinli araçları tercih etmesini kaçınılmaz hale getirmiştir.
Elektrikli Arabaların Yeniden Yükselişi Ne Zaman Oldu?
1970’lerde yaşanan petrol krizi ile birlikte elektrikli arabalara olan ilgi yeniden canlanmıştır. Artan yakıt fiyatları ve hava kirliliğini azaltma çabaları, büyük üreticileri elektrikli araçlara yöneltmiştir. 1996 yılında General Motors, modern çağın sembollerinden biri olarak kabul edilen EV1 modelini tanıtmıştır. Bu araç, ilk seri üretim elektrikli araba olarak kabul edilir.
EV1, tek şarjla 100-160 kilometre menzil sunarken General Motors araçlarını sadece sınırlı sayıda kullanıcıya kiralama modeliyle dağıtmıştır. Her ne kadar General Motors’un bu projesi kısa sürede sonlanmış olsa da elektrikli arabaların potansiyelini tüm dünyaya göstermiş, gelecekteki Tesla gibi markalara ilham olmuştur. Tıpkı ilk fotoğraf makinesi çalışmalarının Nikon gibi günümüzün güçlü markalarına ilham olduğu gibi.
Elektrikli Arabalarda Şarj Süresinin Kısalması ve Menzilin Uzaması
İlk elektrikli araba gelişmelerinin sonrasında, bu araçların yeterince yaygınlaşmamasının en önemli nedenlerinden biri bataryayla ilgili problemler olmuştur. Kurşun-asit pillerin yerini zamanla nikel-metal hidrit, sonrasında ise lityum-iyon bataryalar almıştır. Batarya teknolojisindeki bu değişim ile aracın menzili ciddi şekilde artmış, şarj süresi ise önemli ölçüde azalmıştır.
İlk elektrikli araba gelişmelerinin yaşandığı dönemde saatler süren şarj işlemleri, günümüzde 30 dakika civarına kadar düşmüştür. Yeni hızlı şarj istasyonları şarj süresini kısaltırken menzilin artırılmasına da katkı sağlar. Elektrikli araçlarda artan bir diğer şey de enerji yoğunluğudur. Bunun karşısında olumsuz çevresel etkiler ise düşer. Tüm bunların sonucu olarak seri üretim elektrikli araç modelleri piyasada benzinli araçlara oranla daha geniş bir paya sahip olmuştur.
Tesla Elektrikli Araba Modelleri Ne Zaman Piyasaya Çıktı?
2008 yılında Tesla Roadster modelinin piyasaya çıkışı, elektrikli arabaların geleceğini tamamen değiştiren olaylardan biri olmuştur. İlk uzay mekiği üreticilerinden olan SpaceX destekli Tesla tarafından geliştirilen yüksek kapasiteli bataryalar ve yazılım odaklı üretim sistemi sektörde devrim yaratmıştır. Tesla ilk elektrikli araba modelini ürettiğinde elektrikli arabaların hem çevreci hem yüksek performanslı olabileceği kanıtlanmıştır.
Bugün Tesla, Nissan, Rivian ve Lucid gibi markalar elektrikli araba devriminin merkezindedir. Birçok ülke artık benzinli araçların üretimini kademeli olarak azaltmayı planlamaktadır. Ayrıca Avrupa Birliği’nin günümüz ve 2035 yılları arasında bununla ilgili çalışmalar yaparak içten yanmalı motor satışını durdurmayı hedeflemesi, elektrikli araba kullanımının yaygınlaşacağını gösterir.
Türkiye’deki İlk Yerli Elektrikli Araba
Türkiye’nin ilk yerli elektrikli araba çalışmaları geçmişte farklı denemelerle gündeme gelmiş olsa da modern anlamda seri üretime geçilen ve ulusal ölçekte kapsamlı şekilde geliştirilen ilk elektrikli araba TOGG olmuştur. TOGG, içten yanmalı bir motor altyapısından dönüştürülmemiş, sıfırdan elektrikli araç mimarisiyle tasarlanmıştır. Bu da batarya yerleşimi, şasi dengesi, menzil performansı açısından önemli avantajlar sağlar. TOGG; yazılım entegrasyonu, güncellenebilir dijital altyapı, bağlantılı sürüş teknolojileri ile modern elektrikli araç normlarına uygun şekilde geliştirilmiştir.
Tarih Boyunca Elektrikli Araba Modellerinin Gelişimi
Tarihteki ilk elektrikli araba, yalnızca mühendislik alanındaki bir merakın sonucu olarak ortaya çıkmamıştır. Ortaya atılan ilk elektrikli araba fikrinin sonrasında batarya teknolojisinde ilerleme, şarj altyapısının yaygınlaşması, kullanıcıların çevre bilincine sahip olması gibi gelişmeler yaşanmıştır. Robert Anderson’ın 1830’lardaki denemeleriyle başlayan bu hikaye, General Motors’un üretimi elektrikli EV1’i ve Tesla’nın Model 3’ü ile devam etmiştir. Aradan geçen iki yüzyıl boyunca teknoloji, sürdürülebilirlik, şehir yaşamı ekseninde elektrikli arabalar hiç durmaksızın gelişmiştir.
İlk elektrikli araba tanımı her dönemde farklı bir anlam taşımıştır. 1830’larda deneysel bir icat olan bu fikir, 2000’li yıllarda otomobil endüstrisini şekillendiren bir devrime dönüşmüştür. Bugün elektrikli araçlar daha uzun menzilin, daha kısa şarj sürelerinin ve daha düşük çevresel etkilerin olumlu sonuçlarını gösterir. Elektrikli arabaların geçmişine bakmak, geleceğin ulaşım vizyonunu anlamanın en iyi yollarından biridir.


